22 Nisan 2011 Cuma

Çin Çin

Bugün kafayı çekmeyi planlıyorum. Bunun için yeterli rakım ve balığım var, burada hava da çok güzel, balkondan çam ağaçlarına bakarken sarhoş olabilirim. Çok uzun zamandır içmedim, bugün arkadaşlarım bir bahane sundu bana, ben de hemen rakı getiriyorum dedim.

Olan şeyler hep aynı. Spora arada sıkılıp gitmesem de, devam etmekteyim. Kitap okuyabiliyorum hala, allaha şükür, bu da bana aslında iyi olduğumu, bir şeye konsantrasyonumu sağladığımı gösteriyor. Dün gece Elif'i okumaya başladım, Paulo Coelho en sevdiğim yazardır, her kitabını okuduğumda kendimi kitaplarındaki karakterlerden biri olmak isterken bulurum. Ben o kadar sıkıcıyken, küçük hayatım bana yetmez mutsuzum diye çığlıklar atarken, karakterlerinin bu kadar cesur olması beni deli eder.

Son kitabında da monotonlukla ilgili birkaç cümlesi vardı. Bütün gece düşündüm. Benim de sorunum bu değil mi, mutluysam bile hep bir monotonluk içinde yaşıyorum. Aynı arkadaşlar, aynı ortam, aynı adam, aynı okul, aynı hayatlar, aynı anlar, aynı kahkahalar, aynı ağlayışlar. Monotonlaştığımız her an o korkunç iç sıkıntısını hissedip, kaçıp gitmek istemiyor muyuz hayatlarımızdan?

Yapmak istediğim planlarım var yaz için, umarım yeteri kadar cesur olup yapabilirim. Saçma bir kısır döngüde yaşıyorum. Hayatımı kökten değiştirmek isterken, değişen şeylerin de monotonlaştığı gün, eski monotonluğumu özlemekten korkuyorum. Hayatta monotonlaşmayan şey yoksa, bu her şeyi bırakıp kaçıp gitme isteği de içimde yaşamaya devam edecek. Sanırım en korkuncu bu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder